Bu aralar nedense her şey üst üste gelir oldu. Anlam veremiyorum bazı şeylere, oysa annem iyi bir çocuk olursan rüyanda şirinleri bile görebilirsin demişti bana.
Yalan söylemeyi beceremeyen değil yalan söylememesini bilen biri olarak büyüdüm ben, mesela hayatıma giren kızların hiçbirine yalan söylemedim, sadakatimden ödün vermedim, onları gerçekten sevdim. Şimdi geri dönüp bakıyorum da hiç ektiğimi biçememişim.
Bu aralar nedense her şey üst üste gelir oldu.
Bazen olur öyle şeyler diyor arkadaşlarımda her hikayemin sonu kötü bitiyor, Akreple yelkovan bile karşılaşıyor gün içinde ama mutluluk nedense hep teğet geçiyor beni, ben artık iki gözü yaşlı bir başa omuz olmak istemiyorum onu anladım geçenlerde, Ben artık bir omuzda ağlamak istiyorum.
Hayata karşı güçlü durmak ne ara beni bu kadar yordu diye sorduğumda aynadaki yansımama o bile bana bunun cevabını veremiyor.
Bir insan iki şekilde ölürmüş, Biri gerçekten son nefesini verdiğinde, diğeri ise adını bilen son kişi öldüğünde. Adımı kimseden duyamaz oldum artık...
Hep sorular sordular. Cevaplarını merak etmediler. Ben doğru bildiğimi yaptım, iyi ol dediler kötü nasıl olunur bilemedim, iyi misin dediler bir kere bile gerçekten nasılsın demediler...
Unutmak kelimesi undan çıkmış. bildiğin un yani, hamur işi, öyleymiş. Unutmak için un ufak etmek gerekirmiş. Birini bütün olarak unutamazmışsın zaten, öyle pat diye unutamazmışsın. Öyle yavaş yavaş gidermiş. yavaş yavaş unuturmuşsun. Gözleri, kaş, burnu ve kulağı sesini yavaş yavaş. Unuttuğun zamanda o kişi olmazmış. hatırlamazmışsın, sonra unuttuğunu unuturmuşsun...
Seni unutmamak için hayaller kuruyorum
Ve
Seni anlattığım herkes, senin yerinde olmak istiyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.