Köşeden dönmüştü belkide bir insan bir sokak köşesini bu kadar güzel dönemezdi, bense rutin bir güne başlamış elimde kulaklıklarımla o köşeye tesadüfen bakıyordum ve onu gördüm, aslında görmek fiili kifayetsiz kalıyor burada, saniyenin onda birinde sanki etrafımda her şey durdu ve o an bir daha yaşanmayacak.
Elleri vardı tuttuğumda kendimi güvende hissettiğim, ellerimi daha önce bu kadar içten tutan olmuş muydu acaba bence bir el ancak bu kadar güzel tutulabilirdi, o yumuşak eller sanki doğuştan gliserinliydi...
Kokusu vardı mesela burnumun o ana kadar aldığı en güzel koku denebilir buna, bu güne kadar güzel kokan her şey aslında o kadar güzel kokmadığını farketmeme sebep olan o koku cennetin çiçek bahçelerinden bir esintiydi sanki...
Gözleri vardı mesela bir insan bu kadar bakışı bir çift göze nasıl sığdırabilir ki ? sevecen, mahçup, seksi, çocuksu baktığım her an cennetten bahçe görürdüm onun gözlerinde. Benim cennetim, bizim cennetimiz...
Bana doğru gelen adımları vardı o ilk göz göze gelişimizde ki o bana doğru gelen 21 adım, matamatiğimin bu 21 adımdan ibaret olduğunu anladım an. Hiç geri gitmeyecek sadece bana gelecek adımlar...
Gülüşü vardı mesela anlatmaya kelimelerin kifayetsiz kalacağı o gülüş. İki çif göz bir dudak ve elmacık kemiklerinin oluşturduğu o ifade evet o gülüşü tarif edebilmem için sayfalar dolusu kelimeyi harcamam gerekecek. Yeni doğan bir bebeğin annesine güldüğü kadar içten, saf ve duru, Yaşlı bir teyzenin torunlarına güldüğü kadar sevecen, karşılıksız ve sevimli, Bir kardeşin kadeşine güldüğü kadar korumacı, yürekten...
Gülümsemek devrimci bir eylemdir derlerdi, silahsız işgal edilen bu kalpte bu devrimi sadece bir gülüşün gerçekleştirdi.
Aziz nesinin de dediği gibi ;
Gülümsemek adaleti bozuk düzene sessiz bir küfürdür
Sonra ne mi oldu ;
Hiç beyaz atlı prens gibi hissetmedim, aradığım bir prenses de olmadı...
Cadıya aşık oldum ve adımda kara şövalyeye çıktı..
Zaten sonra toparlayamadım..
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil