Gün yeni başlıyor...
Bana soracak olursan nerede kalmıştım, nereden devam ediyorum , nereye gidiyorum yada gidiyor muyum ? Yada sadece ilerliyorum evet buna bir yere gitmek denemez aslında sadece ilerliyorum sana göre ileri bana göre geri amacı olmayan, hedefi olmayan bir yolculuğa çıkmışım da yol alıyorum aslında ben sana yürüyorum ancak sana attığım her adımda seni biraz daha mı kaybediyorum ne....
Çift kişilik yatakta çift yastıkla beraber yüzümü duvara vermiş ayaklarını karnına çekmiş bir çocuk gibiyim geceleri...
Çocukken sırtımız kapıya dönükken arkama bakamazdım ben, korkardım sanki arkada birisi varda ben arkamı dönsem bişi yapıcak bana diye. Artık arkamda biri çıkar diye değil artık arkamı döndüğümde senin olmayışınla karşılaşacağım için arkamı dönemez oldum ve artık hep duvarla bakışır olduk... Yatağın diğer kısmı bıraktığın gibi soğuk, ıssız ve karanlık....
Sen hiç birini sabah uyandığında yanında görememekten korktun mu ? Ben her gece bunun korkusuyla yatağa giremiyorum saatlerce televizyon izliyorum mesela koltukta uyukluyorum... yataktan, uykudan, sensiz gelecek sabahlardan ve sensiz rüyalara dalınacak gecelerden kaçarcasına...
Sen hiç yatağın soğuk kenarında birini çok özledin mi ?
Hayat garip;
Birbirimize aşık olurken birer yabancıydık ama ayrılırken birbirimizi en iyi tanıyan insanlardık.
Ben kafamı koyunca her şeyi unuttuğum omuzlarını özledim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.