14 Haziran 2014 Cumartesi

Olur Ya

Hayat boş, yapraklar bile artık ses çıkarmadan düşer oldular... Usulca, süzüle süzüle gözden düşen yaş misali...

Son baharda dökülen yapraklar gibiydin, ilkbaharda gelirsin diye çok bekledim. Gelmemeyi mi seçtin, gelmeyi mi unuttun, neyi yanlış yapmıştık ki... 

Kendi içinde derin boşlukları olan insanları ilk görüşte anlıyorum artık. Kendi içimde ki boşluğu tarif etmeye ne imkan var nede bunun için yazılmış anlamlı bir kelime bulamadım ben. Sensizliğin arifesini yaşar gibiyim aslında içimde gelişine yeşeren çiçekler var bu aralar.

Tek bir sayfaya kitap yazmaya benziyordu seni anlatmak, öznesi olmayan, yüklemi hiçbir zaman gelmeyen bir cümleydin sen benim hayatımda bense o cümlede gizli öznen...

Ölü çiçekler hayat bulurdu senin gülüşünde, o kadar çok ölü çiçek var ki artık içimde gül kokusunu anımsayamıyorum. 

Annem iyi bir çocuk olursan rüyanda şirinleri bile görebilirsin derdi oysa, küçükken kötü bir çocuk olduğumu düşünürdüm çünkü ben hiç şirinleri görmedim rüyamda. Sonra seni buldum işte hayatımın şirinesini buldum demiştim... 

Başlayan her şeyin bir de sonu olduğu gibi buda son buldu. Oysa ben iyi çocuktum neden şirinleri göremedim ki...

Olur ya;

Gün gelir de bulmak istersen beni, Bir gün batımının kıyısında bekliyorum seni...

Olmaz mı ? Olur ya...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.