Sessiz çığlıklar atıyorum , içimde yankılanıyor bütün hatıralar. Jilet gibi kesiyor bazen senin geçtiğin düşünceler zihnimi , senden uzaklaşmaya çalışıyorum , kaçıyorum , koşuyorum , hiç arkama bile bakmıyorum kimi zaman anlıkta olsa kurtuldum zannediyorum senden sonra bir şarkı çalıyor yada biri öylesine bir cümle kuruyor içinde öyle bir kelime geçiyor ki sanki karşımda konuşan senmişsin gibi tekrar içimi parçalıyorsun o anlarda sessiz çığlıklar atıyorum kimsenin duymadığı
İnsan nasıl ölür , ölüm sadece hayati fonksyonlarımızın durması mıdır ? insan nefes alırken de ölebilir bana sorarsan ama öyle kolay olmaz bu yavaş yavaş , acıta acıta , her gün bir hücren nihayete kavuşur , her gün bir parçan gider. Senden bana kalanlar öyle kemiriyor ki benden arda kalanları. Amip gibi çoğalıyorsun her geçen gün ve en acısı da bunun bir tedavisinin bulamıyorum. Yavaş yavaş öldürüyorsun beni.
Suyun içinde kalmışım sanki , nefes alamıyorum... nefes alamıyor olmam ayrı , canımı yakıyor ölüme her geçen saniye yaklaşıyorum. Nefes almayı denesem ciğerlerime girecek sular daha çok canımı yakacak onuda yapamıyorum , işte sana olan hislerimde böyle ne seni çekebiliyorum içime nede sensiz kalabiliyorum her iki şekilde de ölücem uzatmaları oynuyorum sadece.
haberin yok ölüyorum...
Ve sensiz bu evin hangi odasında ölmek istiyorum bende bilmiyorum.... [ T. A. ]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.