11 Şubat 2015 Çarşamba

Uyu Ama Uyuyakalma

Uyuyakalmışım... 
Sesine uyandım
Ansızın geldi uykum -bozuksun? Dedi.
Ne alaka? Yeni uyandık!

Bazen sensiz uyanmamak için kanepe köşesinde uyuyakaldığım gecelerim var benim.
Sensizliği anlatan 19,15 seansı bir tiyatro gösterisinde başladı aslında, senli hayatımda sensizliği yaşatan, benim sana uyuya kalma seanslarım.
Filmin ortasında, uzun tren yolculuklarında ya da televizyon karşısında uyuya kalmışlığım çoktur, ama hayatımda ilk defa, belki de son defa, en mutlu olduğumu sandığım aşkın ortasında uyuyakaldım ben. Gözlerinin kıyısında, gamzelerine bir yastık atarak belki de…
Uzun ilişkiler alışkanlığa dönüşür derler ya en büyük antidepresanım olmuşsun benim, bağımlılığından kurtulmak için girdiğim; acıtan, sancıtan içimde derin yaralar ve boş odalar bırakan o süreçten sonra fark ettim.
Uyuyakalmışım haberim yok, ‘’ayakta uyumuş’’ tabiri vardır ya işte o benim memnun oldun mu?
Hiçbir zaman gerçekleşmeyecek gelecek planlarında, tattığım yalancı huzurda, belki de anlaması güç ama ellerim ellerindeyken, gözlerim tanıdık bir simaya gülerken tanımadığım bir suretmişsin.
Pişmanlık duydun mu?
Yada yaptıklarının farkında mıydın? farkına vardın mı?
Her dokunduğum elin parmak izleri ayrı ayrıydı, her temas iz bırakırmış zaten.. Dünyada ki herkesin parmak izlerinin farklı olması kimsenin sana benim gibi dokunamayacağının kanıtı değil mi?
Hayatımda hiç gerçek anlamda sevilmediğim için, kimseyi gerçek anlamda sevemiyorumdur belki de..
Kim bilir? Kimse bilemez…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.