Altını çizerek yaşıyorum artık; gittiğim yerlerin, okuduğum kitapların, göremediğim ama hep aklımda olan manzaraların.. sadece sana benzeyen ve seni anımsatan şeylerin üstünü çiziyorum, görmezden geliyorum, yok sayıyorum.
Adını bilmediğim sokaklarda kaybolmak geliyor içimden bazen, yolda el ele tutuşan sevgilileri izliyorum, sokak aralarında oynayan çocuklara gözüm dalıyor. Gün batımını 5 dakika kala kaçıran karanlık gibiyim bu ara hayatı 10 kala kaçırdım belkide haberim yok.
Hep bir adım geriden takip ediyorum neyi takip ettiğimi bilmeden, senkron kayması mı ? yaşıyorum yoksa bir boşluğun peşinden mi sürükleniyorum inan bilmiyorum. Belkide aradığım 5 kala kaçırdığım gün batımı yada zaman aşımına uğrayan bizdir.
İnan bunun altını çizmeye elim varmıyor.
Her şey geçecek diyor uzaktan bir ses, güneş bir gün benim için doğar belki diyorum o an. Aklıma yine altını çizdiğim sonuna nokta atamadığım üç nokta ve virgüller le devam eden cümlelerin geliyor aklıma.
Ya bana zamanından erken geldin, ya zamanından çok geç. Ben mutluluğa hep geç kaldım, hep erken gittim mutsuzluğa. Ya her şey bitmişti çoktan, ya hiçbir şey başlamamıştı. Öyle bir zamanda geldim ki yaşamın, ölüme erken, sevgiye geç. Yine gecikmişim bağışla, Sana on kala, sensizliği beş...
Bir ballı limon içsek her şey geçer belki. Bak bunun da altını çiziyorum.